24 Mart 2010 Çarşamba

BANA KİRALAMA HİZMET BEDELİ ÖDEMEYEN, MÜLK SAHİBİNE KİRAYI DA ÖDEMEDİ!

İki yıl önce, uzmanlık alanım Keyap'ta bir yer kiraya vermek için çalışıyorum. Bir firma geldi, detayları konuştuk. İşyeri henüz yapılmamış, kiracıya süre vereceğiz, içini yapacak. Şartlar konuşuldu, bir noktaya gelindi.

Mülk sahibi ile buluştuk. Ne dediysem olumsuz karşıladı. Konuşmadan anlaşıldı ki, kendisine bir başka kiracı adayı ulaşmış, şartları konuşmuşlar. O'na vermek istiyor. Fakat aramızda sözleşme olduğu için işin içinden nasıl çıkacağını bilemiyor. "Hizmet bedelimi kiracının ödemesini istemiyorsan, sen ver" dedim. Bakalım dedi, gitti.

Bir kaç gün sonra o dönem Site Başkanı aradı. Kıramıyacağım bir büyüğümüzdü, ricada bulundu.

iki yıl sonra kiracı bir yer satın aldı, çıktı. Mülk sahibi uzun süre kalacak ve içini yapacak diye çok düşük bir kiraya razı olmuş. Başlangıçta verilen taahhütler yerine getirilmemiş. Kira sözleşmesini aralarında yaptıkları için konuşulanlar yazılmamış. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunu bilemiyor. Mülk sahibi ile aralarında anlaşmazlık çıktı, davalık oldular.

Kıssadan hisse: Bana kim kiralama hizmet bedeli ödemek istemedi ise, mülk sahibine de kira ödemedi. Çünkü bu bir zihniyet meselesi. Hizmete değer vermeme, ucuzculuk zihniyeti. Bumerang döner, kendini keser.

Bitmedi, devamı var. O kiracı sonradan beni aradı. Bir mülkü için ekspertizlik istedi. Bu olayı unutmuş mu acaba diye düşündüm. Birşey söylemedim, zamanımı vakfettim, bilgimi ve deneyimimi cömertçe sundum, ekspertiz raporu sundum.

Farkettim ki bilgiye yine değer vermiyor. Ben elle tutlur veriler, rayiçler ortaya koysam da kendi bildiğini okuyor. Tamam ama diyor, biz bu fiyatı isteyelim. Ve anlaşılıyor ki, biri ile görüşme halinde, benden doğru fiyatı öğrenmek istiyor. Tamam diyorum, görüşün, inşallah satış gerçekleşir.

Üzerinden bir aya yakın zaman geçiyor. Merak edip geçerken gayrimenkule bakıyorum. Üzerine kocaman tabela asmış. SAHİBİNDEN SATILIK.

Beni arıyor," benim yerle ilgilenmiyorsun" diyor. "Siz" diyorum, "kendi söküğünüzü dikebiliyorsunuz, bana ihtiyacınız yok ki!". "Hem bir alıcı vardı, hem de kendi tabelanızı asmışsınız. Bu şartlar altında benim ilgilenmem mümkün değil. Benim sözleşme yaptığım, sorumlu olduğum portföylerim ve mülk sahiplerim var. Değerli zamanımı onlara vakfediyorum".

Bir projesi varmış, paraya ihtiyacı olmuş, ben bu bölgeyi tanıyormuşum, tabelasını alacakmış, ben tabelamı asacakmışım.

"Size uyar mı bilemem ama bizim çalışma şeklimiz var. Sözleşme yapmadan çalışamam" dedim. Sözleşme yapmazmış. Bölgedeki tüm "Emlakçılar" O'nunla çalışmak istiyormuş, O beni tercih etmiş, ekspertiz yaptığım için beni tercih etmiş.

Kibarca çalışamıyacağımı ifade ettim. "Sen yine bir düşün" diyor.

Kıssadan hisse: Ben danışmanlık almak isteyenlerle çalışabilirim, onlara hizmet verebilirim. Kendi dişini çekmek isteyen çeker. Sonra mikrop kapar, ağrı çeker, kanar. Bunlara da hazırlıklı olsun.

TİCARİ GAYRİMENKUL EKSPERTİZİ VE SATIŞI UZMANLIK İSTER. İŞİN UZMANIYLA ÇALIŞIN!.."

Hiç yorum yok: